Sakarya’nın en sempatik siması Deve Ziya’dır. Resimde soldan sağa doğru: Zonguldakspor Genel Kaptanı Kemal Yıldırım, Deve Ziya, Şükrü Gülesin, Zonguldakspor yöneticisi Cemal Baytekin, futbolcu Cenap ve Erdal ile Teoman Güray, Sapanca golü kıyısında konuşurlarken görülüyor. (MİLLİYET)
Sapanca gölü kıyısında kazlar, Sakarya’nın sembolü Deve Ziya ve Gülesin’i rahatsız etmişti. Suda kazların rakılı ekmeği kapmak için dağılış şekilleri bir futbol takımında olduğu gibi, 4-2-4 şeklini andırıyordu. Ve kavga sonunda görülen sadece tüyleriydi (T.GÜRAY)
KAZLARLA SAPANCA GÖLÜNDE RAKI İÇTİM.
Şükrü GÜLESİN
“Bugün bana sorsanız Türkiye’nin en mutlu adamı kim?” diye, Sakarya’nın sempatik siması “Deve Ziya’”dır Derim. “Günlerim tetkikle ve tahkikle geçiyor. Geçim teşkilatımı babam kurumuş, ağabeyim de arı gibi çalışıyor maaşallah. En büyük avantajım da ağabeyimin çocuğu olmayışı. Torun da ben de, ekmek elden su gölden. Tek düşüncem, peder Sakaryaspor’a başkan oldu. Ben Genel kaptanlığım zamanında oldukça açık vermiştim. Şimdi merak ediyorum, babam ne açık verecek Başkanlığı devrinde” diyor. Deve Ziya.. Sapanca kenarında Ziya ile dertleşirken bir yandan da kadeh tokuşturuyorduk. Hava sıcak, gölün kuğularıda rahatsız edici bir sürü kazdı. Ses duvarını da aşınca Deve Ziya “Bak kaptan” dedi. “Seni şu kazlardan kurtaracağım” Yarım şişe rakıyı tabağa döküp, ekmek içine bandırıp, başlamaz mı kazlara atmaya!.. Bugüne dek çok sarhoş gördüm. Ama böyle bir varyete görmemiştim. Hayatımda. Lokmayı yutan kazlar ağzı açık suya dalıyor veryansın ediyordu yaygarayı. Sonunda da insanlar misali başladılar birbirlerine kafa atmaya ve döğüşmeye. Hem de bir futbol takımı gibi 4-2-4 taktiği ile.. 10-15 dakika sonra kazların yerine bir sürü tüy kalmıştı gölde. Böylece de bizim Deve Ziya’mız kendisini rahatsız eden kazları kovalama usulünü bulmuş ve muhabbetimize devam etmiştik.
“Deve Ziya” dedik de, sakın Sakarya’nın u şirin çocuğunu boşta gezenin kalfası zannetmeyin! Adam da boy 1.95. O civarda bütün meyvecilerin gözdesi. Adama tembel olmasa günde dörtyüz beş yüz rahat kazanır. Herkez “Aman Ziya bey, bizim meyveleri sen topla” diyor. Bir köylüye sordum “Bu meslekte sanatı nedir?” diye “Aman yazar bey, sen ne diyon?. Evvela merdivensiz toplar meyveyi. Ne meyve ezilir ne dal kırılır. Bundan daha iyi adam mı buluruz?.” Cevabını aldım.
05.09.1971 – Milliyet